büyük kulakları olan biri, “aaa şuna bak ne kadar büyük kulakları var” denmesine alışmalı değil mi? büyükse büyüktür, ilk kez görenler de şaşıracaktır, doğaldır. insanların alışılmadık özellikleri ilgi çeker. çünkü insanlar gözlem yapıp, göremedikleri boşlukları kendi tahminleriyle doldurmaya meyillidir. tahminlerine uymayan birşeyle karşılaşınca, senin kafalarındaki instance’ın baştan yaratılır. ve aslında tamamen gözlemcinin kendi bünyesinde gerçekleşen bu değişiklik, onda duygusal / zihinsel bir etki bırakacaktır, ufak veya büyük. yeni instance eskisinden daha değerli ise, yükseltici birşeyler hissedip düşünecektir. daha değersiz ise, alçaltıcı birşeyler hissedip düşünecektir. “aaa piyano çalıyormuş” yükseltip kutsayacak birşey, “aaa birini öldürmüş” alçaltacak birşey.
zeka birçok kapıyı açsa da; zihin, ışığa giden yolda geride bırakılması gereken en büyük ağırlık gözlemleyebildiğim kadarıyla. zeka zihnin keskinliğidir dersek; ne kadar zeki isen, o kadar keskin bir silaha sahipsindir… elinde ne olduğunu kendin seçemiyorsun, elindekilerle ne yapacağını seçebiliyorsun sadece. o yüzden, birini istemeden sahip olduğu / olamadığı şeylerle değil, elinde olanlarla ne yaptığı ile değerlendirmeye çalışırım. “elinde olanla yapabildiğinin en iyisini samimi olarak yapmaya çalışıyor musun?” benim için önemli soru budur.
Leave a Reply