Bu yazıda, bana yoga hakkında sık sorulan sorulara topluca cevap vermeye çalışacağım.
Yoga nedir?
Kelime anlamı olarak yoga, birleşmek demektir. İnsanın özüne ulaşarak evrenselliğini keşfetmesi diye tanımlanabilir. Batıda bildiğimiz yoga, Patanjali tarafından kaleme alınan “Yoga Sutra” kitabına dayanmaktadır.
Yogaya ulaşmanın 5 ekolü vardır:
- Hatha Yoga: Fiziksel duruşları temel alır. Stüdyolarda yapılan ve Hatha, Yin, Ashtanga, Vinyasa gibi farklı isimler verilen sistemler aslında temelde Hatha Yoga’nın değişik stilleridir.
- Karma Yoga: Hizmeti temel alır
- Bhakti Yoga: İbadet ve inancı temel alır
- Jnana Yoga: İlahi bilgileri temel alır
- Raja Yoga (gerçek Ashtanga): 8 bileşenden oluşur ve diğer Yoga ekollerini ihtiva eder.
-
- Yama: Dış dünyada olan davranışlarımızı kapsar. Aşağıdaki prensiplerden oluşur:
- Ahimsa – Zararsızlık
- Satya – Dürüstlük
- Asteya – Çalmamak
- Brahmacharya – Enerjiyi doğru işlerde kullanmak
- Aparigraha – Tok gözlülük
- Niyama: İç dünyamızla ilgili davranışları kapsar. Aşağıdaki prensiplerden oluşur:
- Saucha – İç ve dış temizlik (beslenme dahil)
- Santosha – Durumundan memnun olmak, şükretmek
- Tapas – Disiplin, yakıcı ateş gibi
- Svadhyaya – Kutsal metinlerin çalışılması
- İsvarapranidaha: Tanrı’ya teslimiyet
- Asana: Yoga duruşlarını kapsayan fiziksel çalışmalar. Bunların amacı, meditasyonda uzun oturabilmek için bedeni hazırlamak ve Kundalini uyandığı zaman onu güçlü bir bedenle karşılayabilmektir.
- Pranayama: Nefes çalışmaları.
- Pratyahara: Duyuların çekilmesi; görüntü / ses / koku gibi dış faktörlerden etkilenmeden kalabilmek
- Dharana: Konsantrasyon ve fokus. Nefese, muma veya bir başka nesneye odaklanarak zihnin gürültüsü yerine odaklandığımız şeye kendimizi verebilmek gibi çalışmaları vardır.
- Dhyana: Genelde bilinen meditasyon bu kavramdır.
- Samadhi: Aydınlanma anlamına gelir. Zevkler, alışkanlıklar, yargılar, bağımlılıklardan arınmış olarak olduğu gibi görebilmeyi içerir. İlk etapta geçici olarak deneyimlenebilir, kalıcı olması uzun vadede olabilir.
- Yama: Dış dünyada olan davranışlarımızı kapsar. Aşağıdaki prensiplerden oluşur:
Benim gözlemlediğim kadarıyla; günümüzde Türkiye’deki yoga merkezlerinin çoğunda Asana (duruşlar) ve Pranayama (nefes) üzerinde durulmaktadır. Dersler sırasında meditasyon yapılsa da, bu konunun detaylarına fazla girilmez.
Bu yazının geri kalanında, okuyucunun Hatha Yoga arayışında olduğu varsayılmıştır. Yoga kelimesiyle, Hatha Yoga kastedilmiştir.
Ben yoga yapabilir miyim?
Yapabilirsiniz. Yaşlılar yapabilir, vücudu esnek veya güçlü olmayanlar yapabilir, çocuklar yapabilir hatta engelliler dahi yapabilir. Sadece tembeller yoga yapamaz.
Sosyal medyada karşınıza çıkan ve çok zor gözüken yoga duruşlarına bakarak, “Benim vücudum bunları yapmak için yeterli değil” diye düşünmeyin sakın. Zira, hiç kimse yogaya başladığı ilk gün çektiği fotoğrafları yayınlamıyor. Uzun süre şekillenip forma girdikten sonra çekilen fotoğraflara bakıp yoga yapamayacağını düşünmek, dünya ligindeki oyuncuları görüp “Ben futbol oynayamam” demek gibi olur.
Yoga merkezlerindeki sınıflar, genellikle başlangıç / orta / ileri seviye diye ayrılmıştır, kendinize uygun bir seviye seçtiğinizde ilk gün dahi herhangi bir problem yaşamazsınız. Bunun yanı sıra; pek çok duruşun kolaydan zora birkaç varyasyonu vardır. Genelde başlangıç derslerinde, hoca bu varyasyonların hepsini adım adım gösterir, hangisini yapabiliyorsanız onu yaparsınız. Daha kolay duruşlar, aslında bedeni geliştirerek bir sonraki varyasyona hazırlamaktadır. Kolay duruşu bir süre tekrar ettikten sonra, başta size zor gözüken bir sonraki varyasyonu rahatlıkla yapabildiğinizi görebilirsiniz.
Yoga beni nasıl geliştirir?
Genel anlamda, yoganın 4 temel direği olduğunu fark edeceksiniz: Denge, güç, esneklik ve rahatlama. Aynen masanın 4 bacağı gibi, bu direklerden biri eksik ise akış da eksik olacaktır. Yoga yaptıkça, bedeninizin bu konularda adım adım geliştiğini idrak edeceksiniz.
Bedeninizdeki bu gelişme, zaman içerisinde zihninize ve duygularınıza da yansıyacak. Beden üzerinden öğrendiğiniz bu kombinasyonu, düşünce ve duygularınızın da miras aldığını fark etmeye başlayabilirsiniz. Özellikle yoganın meditasyon aşamasında gerekli farkındalığı sağlıyorsanız; zaman içerisinde düşünce hem de duygularınızın da daha dengeli, güçlü, esnek ve rahat hale geldiğini gözlemleyebilirsiniz. Bundan ötesini kendi keşfinize bırakalım.
Bu konuda daha fazla bilgi istiyorsanız; Internet’te, düzenli yapılan yoga duruşlarının bünyeye faydaları ile ilgili çok detaylı yazılar var. Bu yazılara basit bir arama ile kolayca erişebilirsiniz.
Ne tarz yoga yapmalıyım?
Bu soruyu sormakta haklısınız, zira pek çok yoga stili bulunmaktadır. Hatha, Vinyasa, Ashtanga, Yin, Bikram, Iyengar, Power, Kundalini, Restorative; ilk aklıma gelen bazı stiller. Eğer yogaya ilk kez başlayacaksanız, yoga merkezinizin programında “Başlangıç seviyesine uygun” diye işaretlenmiş herhangi bir sınıfa gidebilirsiniz.
Bazı yoga merkezleri, tanışma paketi adı altında 30 günlük özel bir plan sunmaktadır. Bu plan çerçevesinde, 30 gün boyunca tüm sınıflara sınırsız bir şekilde katılıp, farklı hocaları ve stilleri tanıma imkanı bulursunuz. Bu tarz bir başlangıç, size en uygun stili seçmenize yardımcı olacaktır.
Türkiye’de bulabileceğiniz stillerden bazılarını kısaca tanımak gerekirse;
- Ashtanga: Kadim bir yoga stilidir. Nefes ve beden hareketlerinin senkronize bir şekilde ve belli bir sırayla peş peşe yapılması ile gerçekleşir. Vinyasa’dan farkı, Ashtanga’nın genelde hep aynı sıraları izlemesidir.
- Bikram: Sıcakta yapılan bir stildir. 40 derece sıcaklıkta; vücut normalde erişemeyeceği bir esnekliğe gelebilir ve ter ile toksinler atılabilir. Ancak; suni bir esneklik getirdiği için sakatlanma riski diğerlerinden daha yüksek olan bir stil olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra; özellikle tansiyon ve damar rahatsızlığı bulunanlar için sıcakta o kadar hareketlilik tehlikeli olabilir, Bikram düşünüyorsanız doktorunuza danışın.
- Dharma: Özellikle omurga sağlığı ve BackBend üzerine odaklanan bir stildir. Dharma Yoga Wheel, popüler yoga araçlarından biridir.
- Hatha: Yoga duruşlarının ayrı ayrı, detaylı ve dikkatli uygulanması üzerine odaklanır. Bir duruşa maksimum dikkati vererek doğru öğrenmenin yolu, kanımca Hatha’dan geçer.
- Iyengar: Block, Bolster, Belt gibi yardımcı nesnelerle yapılan bir yoga stilidir. Hatha’nın aletle desteklenmiş bir hali denebilir.
- Kundalini: Belli duruş, nefes ve mantraların bir araya getirilmesiyle kundalini enerjisini tetikleyip yükseltmeye dayanan bir stildir. Vücudun iç enerji akışına odaklanılır.
- Mysore: Ashtanga’nın bireysel halidir. Belli bir saat aralığında, isteyen istediği zaman gelerek Ashtanga pratiğini uygular, ve kılavuz hoca öğrencileri birer birer izleyerek bir anlamda onlara koçluk yapar. Ashtanga dışındaki stilleri uygulayanlar da katılabilir elbette.
- Power: Yoga duruşlarının, Gym ortamına uygun şekilde Fitness odaklı kullanıldığı bir stildir. Meditatif bir deneyimden ziyade, sıkı çalışıp terlemeye hazır olun.
- Prenatal: Hamilelere özel yoga duruşlarını içeren bir stildir.
- Restorative: Hafif esneme ve rahatlamaya dayanan, en “Light” stillerden biridir. Belli bir yaşın üzerinde olanlar, fiziksel rahatsızlığı olanlar veya az eforla rahatlamak isteyenler için önerilebilir.
- Vinyasa: Akış demektir. Nefes ve beden hareketlerinin senkronize edilmesi ve adeta bir kareografi gibi peş peşe bağlanarak yapılması prensibine dayanır. Hoca doğaçlama yaptırabilir. Akış genelde kesilmediği için; temel hareketleri birer birer isimleriyle bilmeyenler ileri sınıflarda biraz geri kalabilir, başlangıç Vinyasa sınıfları da var tabii.
- Yin: Esneme ve gevşeme üzerine odaklanan bir stildir. Vücudu esnetecek bir poza girilip, birkaç dakika beklenir. Ardından, bir başka poza geçilir.
Kişisel fikrimi sorarsanız; kanımca, duruşlara ayrı ayrı gereken özeni gösterebileceğiniz Hatha Yoga ile başlamak iyi bir fikir olabilir. Belli bir yaşın üzerinde veya fiziksel rahatsızlığı olanlar, Restorative Yoga düşünebilir.
En iyi yönlendirmeyi, merkezde yüz yüze konuşacağınız uzmanlar yapacaktır.
Hangi merkeze gideyim?
Yoganın popülerleşmesi ile birlikte, merkez sayısı da epey arttı. Büyük yoga merkezlerinin yanı sıra, genelde tecrübeli bir hocanın etrafında şekillenen butik yoga merkezleri de mevcut. Özel ders verenleri de eklersek, hatırı sayılır bir alternatif yelpazesi ile karşı karşıya olduğumuzu görebilirsiz.
Türkiye’nin en eskilerinden Yogi Adnan Çabuk’un merkezini öncelikli olarak tavsiye edebilirim. Kendisi ve eşi Lordes Çabuk; Yoga Vakfı bünyesinde eğitim vermenin yanı sıra, yaz aylarında Siddashram ‘da inziva / arınma kampları da düzenliyor. Hayat hikayesini araştırarak daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.
Bunun haricinde; ismi kulağıma sıklıkla gelen iki yoga merkez, Yoga Şala ve Cihangir Yoga. İkisinin de çok sayıda hocası, birden fazla merkezi ve pek çok öğrencisi var.
Mesafe olarak evinize / işinize yakın bir yer seçmek, sürdürülebilirlik açısından gerçekçi bir fikir olabilir. Evde yoga yapabilecek imkanınız veya disiplininiz olduğu konusunda şüpheliyseniz ve sadece merkezde yoga yapabilecekseniz, İstanbul şartlarında mesafe / ulaşım konusu daha da önem kazanıyor.
Ücret konusuna gelince… Genele bakarsak, yoga merkezlerinde spor salonu gibi yıllık üye olmak yok. Çatkapı giderek dahi derslere katılabilirsiniz. Ancak; 5-10-20 derslik paket satın alarak ders başı maliyeti düşürebiliyorsunuz. Çok sık gidenler aylık sınırsız paket almayı tercih ediyor. Merkeze ilk kez gelenler için ise ücretsiz deneme dersleri veya çok hesaplı tanışma paketleri oluyor, akabinde diğer üyelik modellerinden birini seçiyorsunuz. Eğer bütçeniz darsa, bazı merkezlerde stajyer öğretmenlerin derslerine veya haftanın belli saatlerindeki çalışmalara ücretsiz katılabiliyorsunuz, bunları takip edebilirsiniz.
Kanımca; hoca seçimi merkez seçiminden daha önemli. Butik bir merkezdeki bir hoca ile çok iyi anlaştıysanız, oraya devam edin. Bu da bizi bir sonraki soruya götürüyor.
Hangi hocayı seçeyim?
Hangi hoca ile çalıştığınız, hangi merkeze gittiğinizden daha önemli kanımca. Aynen öğretmen, terapist veya arkadaş seçiminde olduğu gibi; yoga hocası seçimi de biraz frekans meselesi.
Aynı merkezde ders veren bir hoca ile frekanslarınız çok iyi tutarken, bir diğeriyle aynı motivasyonu yakalayamayabilirsiniz. Aynı hoca bir öğrenciye çok iyi hitap ederken, bir diğeri aynı tadı alamayabilir. Hoca ile nasıl hissettiğiniz, kılavuzunuz olsun. Farklı hocalara da deneyebilir / devam edebilirsiniz, tek bir kişiye bağlanma şartı yok.
Her camiada olduğu gibi, yoga camiasında da zaman zaman olumsuz olaylar cereyan etmektedir. Düşük bir oranda da olsa; tarikat gibi davrandığı, eğitimi bir şeyh – mürit ilişkisi içerisinde ele aldığı veya cinsel taciz olduğu iddialarıyla basına yansıyan merkez / hocalar var. Seçim yapmadan önce, bu konuyu önden bir araştırın.
Seçtiğiniz hocanın yetkinliğini de sorgulamayı unutmayın. Ders verdiği stilde uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası var mı, ne kadar zamandır eğitim veriyor, anatomi bilgisi nasıl, öğrettiği şeyleri kendi ne kadar yapabiliyor; bu ve bunun gibi noktalara bir göz atmakta fayda var. Hocanın ve/veya merkezin adıyla Internet’te bir arama yapmak faydalı olacaktır. Bunun yanı sıra, yine Internet’te Yoga Predator konulu bir arama yapıp 1-2 makale okuyun, hangi noktalarda uyanık olmanız gerektiği hakkında epey bilginiz olacaktır.
Aynı zamanda; öğrenci öğretmenin aynasıdır, dersine gelen öğrencilerin niteliği ve niceliği yine hoca hakkında epey ipucu verecektir. En zor pozları kim en iyi yapıyor diye birbiriyle ego yarıştıran bir öğrenci grubu belli bir hoca profiline işaret ederken, birbirine pozitif bir alçakgönüllülükle davranıp kendi matıyla sınırlanarak pratiğine odaklanan bir öğrenci grubu bir başka hoca profiline işaret edecektir.
Hocanın yaptığı ile söyledikleri ne kadar tutuyor, bu da önemli. Sürekli egosuzluktan bahsedip ismine sayısız sıfat ekleyen, veya maddiyatın önemsizliğinden bahsedip yoga hizmet / malzemelerini fahiş fiyata satan bir kişi, masası pizza ve cipsle dolu bir diyetisyen gibi değerlendirilmelidir.
Haftada kaç kez yoga yapmalıyım?
Ne kadar yaparsanız o kadar iyi elbette! Hayatınızın akışını zorlamayacak gerçekçi bir tempo belirlemeye bakın. Bu şekilde sürdürülebilirliği sağlamış olursunuz.
Bu sorunun cevabı, biraz da yogayı nerede yaptığınıza bağlı. Evde yapabiliyorsanız; yoga merkezine nispeten az gidip, kalan günler pratiğinizi evde yapabilirsiniz. Yoga için kullanabileceğiniz pek çok DVD, Youtube videosu, App, vs var. Özellikle başlangıç seviyesinde, kullandığınız kaynağı hocanıza da onaylatmayı düşünebilirsiniz – kendinizi zorlayacak bir pratiği bilinçsizce yaparak zarar görmenizin kimseye bir faydası olmaz.
Evdeki ortam uygun olmadığı için sadece merkezde yoga yapabiliyorsanız, bu durumda haftanın belli günlerini merkeze ayırmanızda fayda var. Her gün gidenler olduğu gibi, 2-3 gün gidenler de oluyor, sadece bir gün gidebilenler de.
Ancak merkeze gitmeyi bırakmanızı önermem; ne yaptığını bilen bir hocanın yönlendirmeleri, hem kendinizi tekrarlamak yerine ilerlemenizi sağlayacak, hem de farkında olmadan yapıyor olabileceğiniz hataları düzelterek olası problemleri erkenden önleyecektir.
Ben ortalama haftada bir kez merkeze gidiyorum. Kalan günlerde; sabah ve akşam yaptığım kısa pratiklerim var. İşten eve döndüğüm günlerde de ek olarak uzun pratik yapıyorum. Ancak bu programın ideal olduğunu ve herkese uyacağını iddia edemem, fikir vermesi için yazdım.
Planınızı yaparken, sürdürülebilir bir plan yaptığınızdan emin olun; bence anahtar nokta bu.
Yoga kampına gideyim mi?
Günümüzde pek çok merkez ve bağımsız hoca, birkaç gün veya haftalık yoga kampları düzenlemektedir. Kamp sayısı o kadar arttı ki, bazılarının turistik amaç içerebileceğini düşünmemek elde değil.
Bunun yanı sıra, yogaya gönül vermiş güzel bir grup içerisinde birkaç gün boyunca yoga ve meditasyon yapmak, tek başına yapmaktan çok daha farklı bir deneyim. Bu deneyimi bir kez olsun yaşayıp, ne hissettireceğini görmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
Ancak, yoga kampından memnun dönenlerin yanı sıra, içeriği yüzeysel veya turistik odaklı bulduğu için tatmin olmadan dönenlerin hikayelerini de duyabilirsiniz.
Kampına gideceğiniz hoca ile önceden çalışır ve size uygun olduğuna kanaat getirirseniz, zamansal ve maddi yatırım yapacağınız kampın hayal kırıklığına dönüşme riskini ortadan kaldırabilirsiniz.
Kişisel tecrübemi merak ederseniz, en çok faydalandığım kampın Siddashram olduğunu söyleyebilirim.
Yanınıza tanıdık birilerini almak veya almamak, iki farklı yol kanımca. Tanıdık birileriyle gitmek sizin için daha bir “Comfort Zone” etkisi yaratırken; hiç tanımadığınız kişilerle gitmek bilinmezlik, yalnızlık ve keşif odaklı bir deneyim olacaktır. İkisinin de tadı farklı, giderken ne amaçladığınıza göre karar verin.
Yoga spiritüel bir yol mu?
Kanımca; yoga, ne olmasını istiyorsanız odur. Yogaya fiziksel olarak yaklaşırsanız, fiziksel bir pratik olacaktır. Rahatlama pratiği olarak yaklaşırsanız, sizi rahatlatan bir pratik olacaktır. Spiritüel bir konu olarak yaklaşırsanız, spiritüel bir pratik olacaktır.
Bazı yoga disiplinlerinde, fiziksel çalışmanın yanı sıra yeme-içme, uyku, sosyal ilişkiler, duygu/düşünceler, doğayla ilişkiler gibi konularda da tavsiyeler verilebilmektedir. Bu yaklaşım; bir anlamda spiritüel bir gelişim yolu olarak da ifade edilebilir. Yogaya sadece pratik seviyede dahil olmayı da seçebilirsiniz, bir adım ötesine geçmeyi de tercih edebilirsiniz. “Biri olmazsa öbürü de olmaz” diye bir şey bence yok. Ancak; yoga yapan veya öğreten herkesin her dediğine de inanmayın. Her konuda olduğu gibi, yoga konusunda da herkesin yetkinliği farklı seviyelerde olacaktır. Tavsiyeleri gelişimden ziyade ticari odaklı olabilecek kişilere karşı da uyanık olun.
Spiritüel arayışta olanların; başlangıç aşamasında özellikle yoganın sonunda yer alan meditasyon kısmına gerekli ihtimamı göstermesini öneririm. Yoga akışının tamamını meditasyona hazırlık olarak değerlendiren yaklaşımlar dahi mevcuttur.
Bunun yanı sıra, yogayı bir akrobasi yarışına çevirmemeye dikkat etmenizi öneririm. Sizi biraz zorlayan duruşlar yaptığınızda; denge, güç, esneklik ve gevşeme arasındaki uyumu yakalamak adına belli bir içsel duruma yaklaşırsınız. Zamanla bu duruşlar kolay gelmeye başlayacağı için, aynı içsel duruma yaklaştıracak biraz daha zor duruşlar arayacaksınız. Daha zor duruşlara ilerlemenin sebebi kanımca bu olmalıdır – yani içsel duruma yaklaşmaya merkezlenmelisiniz, zor duruşlarla hayranlık uyandırmaya değil.
Aksi takdirde kaş yapayım derken göz çıkarabilirsiniz; spiritüel bir yolda olduğunuzu düşünürken gizlice egonuzu besliyor olabilirsiniz. Neye merkezlendiğinize dikkat edin. İçsel deneyimleriniz de size kalmalı. Başkalarına anlatmak hem egoyu şişirme, hem de karşınızdakinin kendini karşılaştırıp yetersiz hissetme döngüsüne girmesine yol açabilir – kimseye faydası yok. Bırakın içsel yolculuğunuzun meyveleri; dışarıya yüksek frekans olarak yansısın, kendini ispat hikayeleri olarak değil.
İçsel meyvelerini kısmen paylaşanların yer aldığı güzel bir video önerebilirim: https://youtu.be/4OjqkDghPGg .
Yoga bir din değildir. Ancak; dinlerle benzeşen noktaları vardır.
Yoga hocası olabilir miyim?
Neden olmasın? Yeterince uzun süre yoga yapıp, bu işin öğretmenliğini yapma konusunda içsel bir çağrı hissederseniz, bu yola adım atabilirsiniz. Hocalarınız ve yoga merkezleri sizi bu konuda yönlendirecektir. Ancak, birkaç yüz saatlik hocalık eğitimini göze almanız gerekecektir. Eğitimin sonunda, uluslararası geçerliliği olan bir sertifika alabilecek olmanızı öneririm.
Daha fazla bilgi?
Türkçe kaynak isterseniz, Esra Karaosmanoğlu’nun Acemi Yoginin El Kitabı adlı eserini önerebilirim. Bu yazıda değindiğim noktaları ve daha fazlasını; üzerine yoga felsefesinin 8 bileşenini ve beslenme, uyku gibi hayat alışkanlıkları hakkındaki tavsiyeleri de ekleyerek detaylı bir şekilde ve mizahi bir dille ele alıyor. “Yogaya giriş” niteliğinde tavsiye edebileceğim, eğlenceli ve bilgilendirici bir eser.
İngilizce kaynak ise çok fazla var, Google’a bir göz atmanız yeterli.
Leave a Reply