İnsan Değişir Mi?

kendi alanımdaki araştırmalar; değişebilirlik bir kişilik özelliğidir diyor. yani her insan, belli bir değişime açıklık aralığıyla doğuyor ve sonradan yaşadıkları, bu aralıkta nerede konumlanacağını belirliyor.

kimi insan hayatı boyunca aynı koltuk, aynı TV, aynı restoran, aynı ofis, aynı müzik, vs ile çok mutlu olabilirken, değişikliğe tahammül bile edemezken, bir diğer insan bir sene aynı mahallede bile oturamaz.  bu işin psikolojik boyutu.

değişebilirlik, derinleştikçe zorlaşır bu da her kişide aynı – yani zorlaşma aynı. davranışsal şeyler kolay değişir – diş macununu ortadan sıkıyordur, sıkma dersin, sıkmaz, bitti. bir süre bilinçli alttan sıkar, sonra otomatik hale gelir davranış. o en kolay değişecek şey.

zihinsel şeyler biraz daha zor değişir. insanın teolojik, politik görüşleri, iş dünyası, hayat, astroloji, vs konularındaki fikirleri ve onlarla yaşaya yaşaya otomatikleşmiş düşünceleri, biraz daha mantıklı yaklaşma ve sık tekrarla “aa evet mantıklısı buydu!” diş macununa benzer şekilde değişebilir. daha zordur ama yapılabilir.

travmalara veya pozitif duygusal anılara dayanan şeyler çok daha zor değişir… mesela hayatı boyunca annesi babası tarafından başarısız ve işe yaramaz, elini neye atsa beceremeyeceği hissettirilmiş biri, hangi konuya adım atarsa atsın ve hangi yaşta olursa olsun başarısız olacakmış gibi davranır ve başarısız olur muhtemelen.  ya da “öcü alır, kadın kaçırır, hortlak yer, düşersin” filan diye sürekli korkutulan bir çocuk, çok güvenli ortamlarda bile hep bir şey olacakmış gibi hisseder, tikler geliştirebilir, bununla yüzleşmemek için savunma mekanizmaları, alternatif kimlikler gibi şeyler geliştirir. bunları ne sen değiştirebilirsin ne de kendi değiştirebilir, bunun için terapiye gitmesi gerekir. EMDR gibi güzel terapi yöntemleri var ama biraz sabır gerektirebilir.

hele ki ailede büyürken farkında olmadan problem ve travma dumanı soluyarak büyüdüyse… bu tarz travmalar ya big bang oluyor (biri taciz ediyor, birini kaybediyor, vs) ya da zamana yayılarak sinsice işliyor kendini… hangisi daha kötü bilmiyorum duruma bağlı. bazı hasta ilişkiler de bunlardan çıkar. biri öbürünü sever acır, ben bunu değiştiririm tedavi ederim, çok seversem ilgilenirsem serbest bıraktırabilirim der ama maalesef ki partner rolünde asla yapamazsın. ancak, dışarıda asla görmediğin ve görmeyeceğin profesyonel bir terapist yardımcı olabilir.

“biri maskesini düşürüp size gerçek yüzünü gösterdiğinde ona ilk seferinde inanın” diye bir söz vardır. oyun oynarken kazanınca / kaybedince verdiği tepki mesela; kendini başarısız hissedince bununla barışık mı, asabileşiyor mu?  başarılı hissedince o duyguya aç olduğunu mu hissediyor, başarıyı sindirmiş mi?

karşımızdaki kişinin bize duygusal zarar verdiği durumda onunla devam edip etmemek? şimdi ben aslanı “vay gitti zebrayı yedi” diye yargılamam, hayvan doğasını yaşıyor. ama gidip de aç aslanların arasına da oturmam. “aa ama bu çok bencilce, aslanların da okşanmaya ihtiyacı var” diyen çıkabilir. işte bencillikle, kendin zarar görüyorsan zararla arana mesafe koymak arasında bir fark var.

peki, ya başta olduğu gibi kabul ediyormuş gibi gözüktüğü kişiyi değiştirmek isteyenler?

bir insanı ilk tanıdığımızda, ilk dikkatimizi çeken istediğimiz veya benzediğimiz yönleri olur. ya da zıt yönleri, olmak istediğimiz bir şey görürüz. diğer olumsuzluklara karşı da bizi uyuşturan bir takım hormonlar var. ve en başta herkes birbirine ideal davranır. o ideal davranışlar bir yap-bozun çok ufak bir bölümünü oluşturur, ve farkındalığı düşük bir insan, kalan boşlukları kendi doldurur ve onu karşındakine hiç anlatmaz bile.

zaman içinde, kendi çizdiği şeylerin gerçekle uymadığını görünce de “ama ben seni böyle beklememiştim”ler çıkar, ya da “bunu değiştirebileceğimi düşünmüştüm”. yani aslında, farkındalığı yüksek olmayan biri, sana bakınca bir resim çiziyor kafasında – seni sen gibi bilme şansı yok. idealize ettiği birine kapılıyor – seninle ortak noktaları var ama sen değilsin. sonra aradaki farklar dökülünce de iş maalesef buraya gidiyor.

Advertisement

Posted

in

by

Tags:

Comments

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s