Metronom Tutturmak

“You can’t hold no groove if you ain’t got no pocket” (Victor Wooten)

Gelen sorular üzerine; enstrüman çalarken metronom tutturmak hakkında ufak bir kılavuz hazırlamak istedim.

Hızlanıp yavaşlamadan sabit bir hızda çalabilmek, müzisyenliğin önemli kriterlerinden biridir. Bu görev daha çok vurmalı çalgılara yüklense de, aslında gruptaki herkes zamanı tutturmaktan sorumludur.

Bu iş, “Inner Clock” denen içsel bir kasa dayalıdır. Bu kas, aynen spor gibi, egzersiz yaptıkça güçlü kalır, yapmadıkça zayıflar. Diğer bir deyişle; sabit hızda çalabilme egzersizleri sürekli yapılmalıdır.

Bu konuda farklı seviyeler vardır. Bazı kişilerde bu kas o kadar gelişmiştir ki, herhangi bir metronom kaynağı olmadan sabit hızda çalabilir. Bazıları tek başına zamanı tam tutturamaz; ancak metronom klikleri üzerine sabit hızda çalabilir. Bazıları metronom kliklerini tutturamaz, ancak bir davulcu veya altyapı üzerine çalıyorsa biraz dalgalanmakla birlikte zamanı tutturabilir. En çok çalışmaya ihtiyaç duyanlar ise, sabit davul / altyapıya rağmen dalgalanma yaşayanlardır.

Peki; bu içsel kasımızı nasıl geliştireceğiz?

Bu işin ilk adımı, metronom ile çalışmaktır. Metronomu (mesela) 90 BPM gibi sabit bir hıza ayarlayıp, sevdiğimiz bir motifi bu klikleri dinleyerek çalabiliriz. Hızlandığımız veya yavaşladığımız noktalarda tekrar metronoma döneriz. Bu şekilde, beyin metronomla senkron olma konusunda eğitilir ve yukarıda bahsettiğimiz kas kuvvetlenmeye başlar. Bu egzersiz, 90 BPM’den farklı hızlarda da yapılmalıdır elbette.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, “Inner Clock” kasını geliştirecek yardımcı uygulamalar da çıktı tabii. Bu konuda örnek olarak Time Guru adlı uygulamayı verebilirim (başka uygulamalar da var).

Bu uygulama; standart bir metronomun işini yapmanın yanı sıra, metronom vuruşlarının arasında belirleyeceğiz oranda boşluk da bırakabiliyor. Örneğin; “90 BPM’de metronom ver, ancak %50 boşluk bırak” diyebiliyoruz. Bu şekilde, metronomu “TIK TIK TIK TIK TIK TIK TIK TIK TIK TIK TIK TIK” şeklinde duymak yerine “TIK TIK TIK (boş) (boş) TIK TIK (boş) TIK (boş) (boş) TIK” şeklinde duyuyoruz.

Bu da, bizi metronom üzerine çalmaktan metronom olmadan da çalabileceğimiz bir noktaya taşımış oluyor. Beyin; sadece iki vuruş arasında değil, boşluklar üzerinden de senkronize olmaya alışmaya başlıyor. Uzun vadede boşluk oranını arttırarak, herhangi bir metronom kaynağına ihtiyaç duymadan zamanı tutturabileceğimiz bir noktaya yaklaşabiliriz.

Ancak; yürümeden koşmamak lazım. Önce altyapı üzerine sallanmadan çalabilmeli, akabinde metronomla sallanmadan çalabilmeli, ondan sonra bu boşluk bırakma egzersizlerine başlamalıyız.

Advertisement

Posted

in

, ,

by

Tags:

Comments

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s