Bana sık sorulan sorulardan biri, çalışırken doktora yapmakla ilgili. Evet, iş hayatım devam ederken doktoramı da tamamladım. Dondurduğum dönemlerle birlikte yaklaşık 7 sene sürdü ve Dr. sıfatımı aldım. Peki, bu nasıl bir süreç? Başkalarına tavsiye eder miyim?
Öncelikle kısa cevap: Etmem. Eğer akademik kariyer düşünüyorsanız başka; ancak özel sektörde çalışmaya devam edecekseniz, normal bir iş temposunda çalışarak bir yandan doktora yapmak çok büyük bir yük. Maddiyatı bir kenara, manevi anlamda çok maliyeti var.
Doktora Aşamaları
Bölümden bölüme farklılık göstermekle birlikte, kendi doktora alanım olan sosyal bilimlerde doktora genelde birkaç aşamadan oluşur.
Dersler
İlk aşamada; hazırlık derslerinizi alıyorsunuz. Bu sırada Master yapanlarla ortak derslere de giriyor olabilirsiniz. Bu aşamada “Master yapmaktan farkı yokmuş” duygusuna kapılmanız olası.
İkinci aşamada; alan derslerinizi alıyorsunuz. Burada doktora kendini hissettirmeye başlıyor. Sınıfınız muhtemelen 3-4 kişiden ibaret olacak, ve dersleri hoca değil siz anlatacaksınız. 2,5 saatlik ders süresince; size düşen konuyu sayısız makaleden ve kitaptan araştırarak, belli bir akademik seviyede anlatmanız beklenecek.
Burada hocadan moderatörlük dışında pek bir şey beklemeyin. Eksik kaldığınız noktaları hoca tamamlayabilir, makaleler önerebilir, tezinizi ne üzerine yazacağınızı sorarak ona göre yönlendirme yapabilir. Ancak, işçiliği yapacak olan sizsiniz. Üniversite hayatınızda işleri son dakikada halletmeye alıştıysanız doktorayı unutun. Günlük sıkı bir çalışma planı ile, her akşamınızı ve hafta sonlarınızı bu araştırmalara ayırmaya hazır olun.
Hele (benim gibi) sıkışır da aynı dönem 3 ders almak zorunda kalırsanız vay halinize. Sınıflar zaten 3 kişi, yani her hafta 2,5 saati dolduracak akademik içerik hazırlamak zorundasınız. Bir yandan çalışıyorsunuz. Bir yandan da aileniz, arkadaşlarınız, başka işleriniz var. Benim, çaldığım müzik gruplarını bırakmak zorunda kaldığım ve insan ilişkilerimin yara aldığı / zayıfladığı dönem bu dönem olmuştu.
Zaman yönetimi, disiplin ve dirayet konularında çok iyi olmanız gerekiyor. Plansız biriyseniz zaten bu işe hiç girişmeyin. Planlar yapabiliyor ama sonra dizi izlemek, WhatsApp, vs gibi sebeplerle o planlara uyamıyorsanız da bu işe hiç girişmeyin. Bu konuda eksikleriniz varsa, manevi ve psikolojik çalışmalar yaparak irade ve dirayetinizi geliştirmenizi önerebilirim.
Yeterlilik Sınavı
Derslerinizi bitirdiğiniz 3. aşamada ise yeterlilik sınavı var. Bu sınavın kapsamı için “Everything under the sun” denebilir.
Yeterlilik sınavımın ilk aşaması, 3-4 saatlik yazılı sınav idi. Toplamda 3-4 soru soruldu ve 25-30 sayfa yazmak zorunda kaldım. Bilgisayar klavyesinin kalem tutan kasları ne kadar tembelleştirdiğini, çıktığımda kolumu hissetmeyerek anlamıştım.
Akabinde, yazılı sınavı geçenler sözlü sınava tabi tutuluyor. Karşınıza 5-10 akademisyen gelecek ve size her telden soru soracaklar. Kendi konunuzla ilgili literatüre tam hakimiyet zaten bekleniyor olacak. Bunun yanı sıra; sorulara doğru cevaplar vermeniz de yeterli olmayacak – konular arasında bağlantılar kurarak, alternatif 2-3 model kurgulayarak bağlantılara da hakim olduğunuzu göstermeniz beklenecek.
Yeterlilik sınavına çalışabilmek için işten ayrılan, uzun vadeli izinler alan, vs kişiler biliyorum. Ben bunun yerine, tüm literatürü kendim anlayacağım 80-100 sayfalık bir özete indirgedim; iyi bir zaman planıyla her gün o notları çalıştım.
Tez
Bitti mi? Hayır. Sırada tez var. 100-200 sayfalık dört dörtlük bir akademik araştırmadan bahsediyoruz. O konu hakkındaki tüm literatürü, kitapları, tezleri, vs okuyacak, kendi modelinizi ortaya koyacaksınız. O modeli ölçebileceğiniz araçları tespit etmeyi, anket doldurmak için insanlara yalvarmayı, sonuçları Regression veya Structured Equation gibi bir araçla doğru ölçebilmek için bir de istatistik uzmanı olmayı (veya tanımayı) içeren bir süreç.
Tez konusu seçerken, hayatınızın en iyi eserini ortaya koyacağınız iddialı bir konu yerine; akademik bir araştırmayı hakkıyla yapabileceğinizi kolaylıkla sergileyebileceğiniz, kolay ölçülebilen, başı sonu belli bir konu seçmenizi öneririm. Yurtdışında yapılan bir araştırmanın Türkiye’ye uyarlaması bile olabilir. O rüyanızdaki araştırmayı Dr. sıfatını aldıktan sonra yaparsınız; diplomanızı riskli bir konuya endekslemeyin.
Ve savunma var tabii ki. Tez savunmaları, hocalar arasındaki politik çekişmelere de sahne olabiliyor malesef. Düşük rütbeli bir tez danışmanınız varsa, bölüm başkanı veya bir profesör “Olmamış” dediğinde itiraz edemeyebilir. Tez hocanızın okulda yüksek rütbeli, saygı duyulan dişli biri olmasını öneririm. Tez sırasında sizi zorlar ama tez savunması sırasında kimse ona karşı çıkmak istemeyeceği için sınavı görece rahat geçersiniz.
Tez de bittikten sonra, yolculuk sona ermiş oluyor.
Değerlendirme
Çalışırken doktora yapılabilir mi? Evet, canlı örneği benim. Zor mu? Evet, çok yüksek disiplin, yüksek stamina, iyi zaman yönetimi ve pek çok şeyden feragat edecek irade gerektiriyor. Birlikte başladığımız arkadaşlarımdan pek azı benimle birlikte mezun oldu.
Peki değer mi?
Bu biraz kişisel bir soru. Doktoranın temel getirileri; konunuza hakimiyet, otorite sayılacak prestijli bir sıfat ve konulara bilimsel / akademik bakış açısından yaklaşabilmek olacaktır. Erkek okurlarımız için doktora sırasında askerlik görevinden muaf olmayı da zikretmeden geçemeyiz. Çalışırken doktora yapmanın götürüleri ise; yorgunluğun yanı sıra büyük ölçüde iş + doktoradan ibaret birkaç seneyi göze almanızın gerekliliği.
Eğer bu denklem sizin için pozitif çıkıyorsa ve yukarıda anlattığım sürecin altından kalkabileceğinizi gözünüz kesiyorsa, sizi kayıt masasına alalım. Aksi takdirde, alternatif yollar arayabilirsiniz.
Alternatif yollardan ilki, sevdiğiniz konuda ikinci bir Master yapmak olabilir. Bir diğeri, yine sevdiğiniz konuda bir sertifika programına katılmak olabilir. Türkiye’deki klasik programların yanı sıra, yurtdışında uzaktan eğitim programları da var ve gayet geçerli sertifikalar veriyorlar. Maksat bilginizi arttırıp belgelemekse, prestijli bir kurumdan alınmış bir sertifika da güzel olabilir.
Son olarak; bazı üniversiteler ders başı ücret ödeyerek derslere konuk öğrenci olarak katılmanıza imkan tanıyor. Sevdiğiniz hocaların ilginizi çeken derslerine bu yolla katılarak, o konudaki bilginizi arttırabilirsiniz.
Her kararda olduğu gibi, bu kararınızda da mantığınızı, duygularınızı ve sezgilerinizi bir arada kullanmanızı öneririm.
Leave a Reply