Spora ve beslenmeye dikkat eden biri, bu alışkanlıklarını sürdürdüğü sürece sağlıklı bir vücuda sahip olmaya devam edecektir. Ne var ki; sürekliliği elden bırakıp hareketsiz bir yaşama ve şekerli abur cuburlara dönerse, vücudu önce şeklini kaybedecek, sonra da sağlıksız bir hale gelmeye başlayacaktır.
İnsanın bir süre spor yapıp sağlıklı beslenmiş olması, ona ömür boyu sağlıklı bir vücut garantisi vermez. Sağlıklı bir vücut için, bu alışkanlıkları devam ettirmesi gerekir.
Benzer bir örnek, müzik enstrümanları için de verilebilir. Her gün bir süre gitar çalışan biri, egzersizlerini devam ettirdiği sürece formda bir gitarist olmaya devam eder; hatta yeni şeyler öğrendikçe daha iyi bir müzisyen olmaya doğru ilerler. Ancak; birkaç sene gitar çaldıktan sonra uzun bir ara verirse, enstrümanına tekrar döndüğünde epey gerilemiş olduğunu üzülerek fark edecektir.
Müzik enstrümanlarında da süreklilik esastır. Bir enstrümanı bir süre çalmış olmak, süreklilik olmadığında iyi bir müzisyen olmak anlamına gelmez.
Spor ve müzik konularında olduğu gibi; Kuran’ı hayat kılavuzu olarak kabul ettiğimiz noktada da süreklilik gerekecektir.
Bir süre kitabın kılavuzluğuna uygun yaşadıktan sonra bu prensiplerden uzak bir hayata dönmek, bizi formdan düşmüş bir sporcunun veya enstrümanını unutmuş bir gitaristin durumuna düşürebilir.
Kuran’daki öğütler, yasaklar ve pratikler bir araya geldiğinde; insanda içsel dönüşüme ve olgunlaşmaya yol açacak bir sistem ortaya çıkarmaktadır. Uyguladıkça, fakındalığın da gelişmesiyle birlikte daha ince noktalar ve daha derin hikmetler ortaya çıkacak, dönüşümün neticesinde olgunluk derecesi artacaktır.
Bu yolda deneyimlenecek başka şeyler de vardır elbet. Ancak; bu deneyimlerin yolu süreklilikten geçer. Bir süre uygulayıp sonra bir kenara bıraktığımızda; daha fazla ilerleyemeyeceğimiz gibi gerileme ihtimali de epey kuvvetlidir.
Bir konuyu bilmenin iki çeşidi vardır. Biri zihin seviyesinde bilmek, diğeri içselleştirerek doğal bir parçamız haline getirmektir. Süreklilik, aradaki farkı belirler.
Bir müzisyen; yeni bir parça öğrenirken notaları dikkatli bir şekilde, sırayla ve yavaş yavaş çalarak işe başlar. Dikkatli ve düşük hızda sık tekrarlanan nota dizileri, bir süre sonra kas hafızasına yerleşir ve içselleşir. Müzisyen, artık o parçayı düşünmeden çalabilecek hale gelir.
Aynı prensip, Kuran ilkelerini hayatımıza uygularken de geçerli olacaktır. İşe başlarken; zihin desteğiyle yavaş ve dikkatli bir şekilde uygulayacağız. Bu dikkatli uygulamayı sürekli hale getirdiğimizde; prensipler içselleşecek ve doğal davranışımız haline gelecektir. Ara sıra değil, sürekli tekrarlanan faaliyetler, insanda içselleşecektir.
Bu prensip; hem negatiften sakınma hem de pozitifi uygulama anlamında geçerlidir. İnsan, büyük ölçüde tekrar ettiği şeye dönüşür.
Sporcular, sürekli çalışarak formunu korur. Müzisyenler, sürekli çalarak enstrümanına hakim olur. Öğrenciler, sürekli çalışarak okulu bitirir. Yürürken, sürekli adım atarak hedefe varırız. Hayatın neresine bakarsak bakalım, amaca giden yolda süreklilik gerekir.
Mümin olma yolu da bundan farklı değildir. Ancak; Kuran kılavuzluğunda yaşanan bir hayatı diğer örneklerden ayıran çok önemli bir nokta vardır: Ahiret.
Hiç kimse, tam olarak ne zaman öleceğini bilmemektedir. Belki önümüzde 80 sene daha var, ama belki de 2 gün sonra bu dünyayı terk edeceğiz. Ahiret inancı olan ve bu dünyada yaptıklarının ahiret hayatı açısından belirleyici olduğuna inanan biri, Kuran’ın sürekliliğini hayatına katmak için yarının belki de çok geç olduğunu düşünmek durumundadır. Bu sürekliliğin ilk adımını hemen şimdi, şu an atmalıdır.
Leave a Reply