Sesteş Sözcüklerin Geçtiği Tüm Ayetler

Her dilde olduğu gibi; Arapça’da da sesteş sözcükler bulunmaktadır. Yani; bazı kelimeler birden fazla anlama gelmektedir. Kuran’ı anlama yolunda; ayet içerisinde geçen bir kelimenin hangi anlamda kullanıldığını belirlemek önem arz etmektedir.

Kelimenin geçtiği bağlam, temel belirleyici unsur olacaktır. Türkçe’den tipik bir örnek seçip; “Bahar geldi” cümlesini ele alalım. Bir önceki cümlede “Kış bitti” diyorsa, bu cümlenin mevsimden bahsettiğini anlarız. Bir önceki cümlede “Kapı açıldı” diyorsa, bu cümlede odaya Bahar adlı birinin girdiğini anlarız. Aynı şekilde; Kuran’daki sesteş kelimeler için, bulundukları ayetin bağlamı kapsamında uygun anlam seçilebilir.

Ancak, bazı durumlarda bağlam net olmasına rağmen kelimenin hangi anlamının seçileceği ilk bakışta şüphe uyandırabilir. Örneğin; hırsızlıkla ilgili şu ayeti inceleyelim.

“Erkek hırsızın ve kadın hırsızın ellerini, yaptıklarına karşılık kesin. Bu Allah’ın öngördüğü bir caydırma yöntemidir. Allah güçlüdür, bilgedir. Kim zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.” (5:38-39)

Bu ayette “ellerini” şeklinde çevrilmiş Arapça kelime, “yed”dir ve üç farklı anlama gelebilir:

  • Elin bileğe kadar olan kısmı
  • Elin dirseğe kadar olan kısmı
  • Elin omuza kadar olan kısmı

Aynı ayette “kesmek” şeklide çevrilmiş Arapça kelime, “kat”tır ve İngilizce’deki “cut” kelimesine benzer şekilde iki farklı anlama gelebilir:

  • Kesip, koparıp atmak
  • Yaralayıp kan akıtmak

Bu ayetin bağlamı, hırsızlığın cezalandırılması ile ilgilidir. Ancak; bağlamı bilmemiz, hangi anlamı seçeceğimiz konusunda yeterli değildir. Hırsızı dirsekten aşağısını koparıp atarak mı cezalandıracağız, elden kan akıtarak mı?

Bu tarz durumlarda; söz konusu kelime Kuran’ın başka yerlerinde hangi anlamda kullanılmış diye bakabiliriz. Bu örnekte, “kat” kelimesini ele alalım. Bu kelimeyi, Hz. Yusuf kıssasının anlatıldığı ayetlerde de buluyoruz.

“Hanım o kadınların kendisi aleyhindeki bu dedikodularını işitince onları konağına dâvet etmek üzere davetçi gönderdi. Onlar için mükellef bir sofra hazırlattı. Sofrada, ikram edilen meyveleri soysunlar diye, her misafir için bir de bıçak koydurmuştu. Onlar meyvelerini soyup kesmekle meşgul oldukları sırada, beriden de Yusuf’a: Çık şimdi onların karşısına! dedi. Kadınlar onu görünce hayran kaldılar, onun güzelliğine dalıp gittiklerinden, farkında olmadan kendi ellerini kestiler ve: Haşa! Allah için bu, bir insan olamaz! Bu sadece yüce bir melek! Başka bir şey olamaz! dediler.” (12:31)

Bu ayette, kadınların elma bıçağı ile ellerini kesme fiili “kat” kelimesi ile ifade edilmektedir. Elma soyarken küçücük bıçakla elini kökünden kesmek söz konusu olmadığına göre; buradan dikkatsizlik sonucu elini yaralayıp kanatma anlamı çıkmaktadır.

Buradan yola çıkarak; bir önceki ayeti “Hırsızlık yapanın eline bıçakla çizik atın” diye yorumlayabilir miyiz?

Bu yorum, kabul edilen yorumlardan bir tanesidir. O çağda savcılık gibi kurumlar olmadığından, hırsızlık yapmış birinin sicilini ülke çapında takip etmek çok zordu. Dolayısıyla; o kişiyle daha sonra iş yapacak kişilerin dikkatli olması adına eline hırsızlığını damgalayacak bir işaret koymak, anlaşılır bir yaklaşımdır. Bu yorumu savunanlar; suç işleyen birinin elini geri dönüşü olmayacak bir şekilde kesip atmanın da affedicilik ve tövbe esaslarını öne çıkaran Kuran prensipleriyle tam örtüşmediğini ifade eder.

Buna karşılık; Kuran öncesi Arap örfleri arasında hırsızın elinin tamamen kesilmesinin de yer aldığını belirten kaynaklar bulunmaktadır. Ayeti bu şekilde yorumlayanlar, “Kat” kelimesinin farklı yerlerde farklı anlamlarda kullanılmış olduğu görüşünü benimser. Bu görüş; Kuran’ın mevcut Arap örfünü desteklediğini ve caydırıcılık açısından ağır hüküm koymanın uygun olduğunu ifade etmektedir. Bu bakış açısına göre, hırsızlık yapmayan kişi için cezanın ne kadar olduğu önemsizdir, çünkü o ceza ile hiçbir zaman karşı karşıya kalmayacaktır. Ancak hırsızlığa niyetlenen biri, cezanın büyüklüğünden ötürü cayabilir.

Bu yorumlardan hangisinin benimseneceğini okurlara bırakıyoruz. Ancak; bu örnekte, Kuran’daki sesteş bir kelimenin geçtiği diğer ayetleri bağlamlarıyla birlikte okumanın, Kuran’ı anlamak adına ne kadar önemli olduğunu görmüş olduk.

Advertisement

Posted

in

by

Tags:

Comments

2 responses to “Sesteş Sözcüklerin Geçtiği Tüm Ayetler”

  1. […] Kuran’da, hırsızlık yapmak yerilmiş ve ceza öngörülmüştür. […]

  2. […] Sesteş Sözcüklerin Geçtiği Tüm Ayetler makalemizdeki yöntemi izleyerek, Mele-i Ala ifadesi Kuran’da başka nerede geçiyor diye bakıyoruz ve Sad Suresi’ne ulaşıyoruz: […]

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s