Kuran ve Kısas

bakara suresi 178. ayette şöyle denilmektedir; “ey iman edenler! öldürülenler hakkında üzerinize kısas farz kılındı: özgüre özgür, köleye köle, dişiye dişi.” kısas: “bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma” demektir. (…) yani allah burada diyor ki, bir kişi sizden birisini öldürürse, sizinde ondan birisini öldürmeniz size farzdır. surede ayrıca “özgüre özgür, köleye köle, dişiye dişi” denilmektedir, yani birisi sizin kölenizi öldürürse siz de onun kölesini öldürün denilmektedir. burada öldürülen kölenin suçu nedir? (…) günümüzde karısı öldürülen bir insanın, öldüren kişinin karısını öldürmesi farz mıdır?

Bu ayet, bağlamı içinde ele alınmadığından ve cımbızla çekildiğinden bu şekilde anlaşılmıştır.

Öncelikle; Kuran, kazayla ölüme sebebiyet vermekle cinayeti birbirinden ayırmıştır. Kazayla, kasıt olmadan ölüme sebebiyet veren kişinin hükmü; (affetmediği takdirde) ölen kişinin ailesine uygun bir diyet ödemektir.

Soruda geçen ayet, cinayetten yani kasten adam öldürmekten bahsetmektedir. Açıklamanın bundan sonraki kısmı, cinayet içindir.

Kuran; bu hükmü kısasın hiç olmadığı bir çağda değil, halkların “Biz bir köleye karşı 5 kadın öldürürüz” gibi dengesiz ve keyfi kısas uygulandığı ve kan davasına dönüştüğü bir ortama indirilmiştir. Bir anlamda, bu uygulamayı dengelemiştir.

Kuran, pek çok noktada kademeli bir yaklaşım sergilemektedir. Pek çok konuda olduğu gibi, cinayet konusunda da affetmek, mağdurun insiyatifine bırakılmıştır ve tavsiye edilir. Birinci öncelik olarak genelde affediciliği öneren Kuran, bu bağlamda da insanları affediciliğin birinci tercih olduğu bir yönteme yöneltmektedir. Bu konuda, Kuran’da Affedicilik başlıklı yazıya göz atabilirsiniz.

Bu ayetin devamında, “Kısasta sizin için hayat vardır” denmektedir. Bu kavram çok iyi anlaşılmalıdır. Yorumcular, bu hayatı farklı şekilde yorumlamaktadır.

Öncelikle, kurban için hayat vardır. Cinayet işlemeye niyet eden biri, kendi yakınının da kamu tarafından aynı şekilde öldürülme ihtimalini düşünerek muhtemelen bu işten vazgeçecektir. Yani bu çok ağır cezanın varlığı bile cinayeti önlemeye yetebilir.

Bir başka yoruma göre, katilin yakını için hayat vardır. Maktulün yakınları, katilin ailesinde hiç suçu olmayan birinin ceza olarak öldürülmesine vicdanen muhtemelen izin vermeyecektir. Bu konuda ehliyet verilmesi, mutlaka uygulanmak zorunda olduğu anlamına gelmemektedir. Bu ehliyet, cinayetin hiç işlenmeden engellenmesi için caydırıcı olarak verilmektedir.

Bir başka yoruma göre, katilin kendisi için de hayat vardır. Kuran, cezayı katilden katilin yakınına çevirir. Ancak hiç suçu olmayan birini öfkeyle öldürtmek yerine affetmek muhtemelen tercih edileceğinden, katilin kendisine bile hayattan bir nasip vardır.

Tabii bir mümini kasten öldüren birinin, tüm insanlığı öldürmüş gibi olacağı hükmünü de unutmayalım.

Sorudaki köle yorumu ise güçlü değildir; zira Kuran, o günün şartlarındaki ayrımı gündeme getirerek özgür-özgür, kadın-kadın, köle-köle şeklinde bir denklik öngörmüştür. Bunu; herkesin eşit olduğu ve kısasın hiç gündeme gelmediği bir ortama değil, insanların sınıf sınıf değerlendirildiği ve keyfi kısasın olduğu bir ortama getirmiştir.

Kuran’daki diğer ayetlere baktığımızda, mevcut kölelerin kademeli bir şekilde azad edileceği ve bir süre sonra hiç kölenin kalmayacağı bir sistematik görürüz. Toplumun dengesini bir anda tepetaklak etmeden köleliği bitirdiği yorumu yapılabilir.

Advertisement

Posted

in

by

Tags:

Comments

6 responses to “Kuran ve Kısas”

  1. […] sorunun cevabını, Kuran ve Kısas makalemizde […]

  2. kkayacan Avatar
    kkayacan

    Kusursuz bir adalet sunma iddiası varsa dönemin şartları ne olursa olsun “öldürülenler hakkında üzerinize kısas farz kılındı: özgüre özgür, köleye köle, dişiye dişi.” ifadesini değil, intikam ve köleliğin hiçbir vicdana sığmayacağını ve topluma fayda getirmeyeceğini söylemesini beklerdim.

    1. Dr. Kerem Koseoglu Avatar

      İnsan olarak; algımız ve idrakimiz kısıtlıdır. Beklenti değil teslimiyet anahtardır.

      1. Dr. Kerem Koseoglu Avatar

        Bu yaklaşım, kanımca doğrular barındırmakla birlikte, temelde zihinsel (yani kısıtlı) analitik yaklaşımdan ibaret olduğu için gerçeğe götürmeyecektir. Sivananda, “Bir kilo pratik, bir ton teoriden iyidir” demiştir.

  3. […] sorunun cevabı, Kısas makalemizde […]

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s