Allah
Allah vardır, mutlak yaratıcıdır. Bir sistem ne kadar karmaşıksa, onun arkasında bir tasarımcı olma ihtimali o kadar yükselir. Bir televizyon gören yerli, kendi kendine olduğunu değil, bu cihazı üreten bir tasarımcı olduğunu düşünür. İnsan bedeninden örümceğin ağına, gezegen yörüngelerinden enerjiye uzanan düzene bakan bir insan, bu sistemi üreten bir tasarımcı olduğunu düşünür.
Kuran
Allah’ın tek dini vardır; Kuran, bu dinin son kitabıdır. Kuran’ın indirilme amacı; insanları doğru yola kılavuzlayan, düşündüren ve uyaran bir rehber olmaktır. 23 yılda, sosyal olaylarla senkronize indirilmiş ve yazılı hale getirilmiştir. Bu kitabın Levh-i Mahfuz‘da korunduğu ifade edilir.
Kuran, insan elinden çıkmış olamaz. Matematiksel ispatların yanı sıra; Kuran’da, o dönemde bilinemeyecek ve asırlar sonra anlaşılmış pek çok bilimsel gerçek vardır. Dünya’nın şekli, Dünya’nın hareketli olması, gökyüzünün koruyucu özelliği, cenin oluşumu, böceklerin cinsiyeti, cinsiyetin spermden belirlenmesi, evrenin genişlemesi, zamanın göreceli olması gibi pek çok ayet, bu gerçeğe işaret etmektedir.
Ancak Kuran, her şeyi açıklamadığını kendi içinde ifade etmektedir. Örnek olarak, tüm peygamberleri anlatmaz.
Kuran’da Allah, kendinden Ben / O / Biz şeklinde farklı ifadelerle bahseder.
Anlamak
Kuran, 600’lü yıllarda o çağın Arapçası ile inmiştir. Doğru anlamak için, çok anlamlılık konusuna özen göstermemiz gerekir.
Çok anlamlı kelimeler dikkatle ele alınmalıdır. Kelime köklerine inmek, öz anlamına sezgiyle ulaşmayı kolaylaştırır. Örneğin; kurban – takriben – akraba kelimeleri KRB kökünden gelmiştir ve yakınlaşma anlamı taşır.
Çok anlama gelen bir kelimenin geçtiği diğer yerlere bakmak, anlaşılmasını kolaylaştırır. Örneğin; hırsızın elini kesmekten bahseden ayetteki “Kat” kelimesi, bir başka ayette elma soyan kadınların yanlışlıkla elini kestiğini ifade etme amacıyla kullanılmıştır. Elma kesen bir kadın elini kökten kesemeyeceğine göre, bir hırsızın eli de kökten kesilmeli midir?
Çok anlamlı kelimeleri bulunduğu bağlamda değerlendirmek de anlaşılmasını kolaylaştırır. Örneğin; “Bahar geldi” cümlesindeki “Bahar” kelimesi, bir odadan bahsediliyorsa içeri giren bir kadını, havadan bahsediliyorsa mevsimi ifade edecektir.
Bir konunun geçtiği tüm ayetleri bir araya getirmeden, o konuyu anlamak da zordur. Kuran’dan cımbızla bir ayet çekip bütününden koparmak, o ayetin yanlış anlaşılmasına yol açabilir.
Bunun yanı sıra, Kuran’da var sanılmasına rağmen aslında olmayan şeylerden de haberdar olmak gerekir.
Yorumlamak
Kuran, özü itibariyle Allah’ın evrensel prensiplerini içerir. Form itibariyle ise, gönderildiği Arap toplumunun şartlarına göre ifade bulmuş ve zamanın şartlarına göre yorumlanabilecek halde uygulamalar barındırır. Bu ayetler, Kuran’ın kendi ifadesiyle, muhkem ve müteşabih ayetler olarak ayrılır. Bu ayetleri ayırabilmek ve yorumlayabilmek önemlidir.
Kuran; pek çok noktada hüküm ve gerekçeyi bir arada vererek her çağda yorumlanabilme özelliğini korumuştur. Örneğin; savaş atı yetiştirme hükmünün gerekçesi, düşmanı caydırmak ve savaşın olma ihtimalini azaltmaktır. Bu gerekçeyi anlayan bir yorumcu, çağımızda düşmanı caydıracak unsur neyse ona yönelecektir.
Kuran; pek çok noktada kademeli bir yaklaşım sergileyerek herkesin uygulayabileceği bir sistem getirmiştir. Örneğin; oruç tavsiye edilir. Ancak, oruç tutamayanlar için bir kademe kolaylık göstererek fakirleri doyurmalarını öğütler.
Kuran-ı Kerim’de okuduklarımızı yorumlarken, bu kitabın her ortamda geçerli olabilecek şekilde ve esneklikte olduğunu hatırlamalıyız. Kuran’da bulacağımız hükümler, hem ideal şartlarda yaşayan, hem de zor şartlarda yaşayan insanların tamamına indirilmiştir. Örneğin; Kuran’da Kadın kapsamında iki kadının şahitliği veya çok eşlilik, kölelik gibi ayetleri değerlendirirken bunu göz önünde bulundurmakta fayda var.
Yoga gibi felsefelerle Kuran arasındaki benzerlikleri incelemek de anlamayı kolaylaştırabilir.
Uygulamak
Kuran, her yönüyle tam bir sistem getirmiştir. Bu sistem, insanı tekamüle götürmektedir.
Bu yolda; dua ve salat, oruç, kurban gibi ibadetleri amaca götürecek şekilde gerçekleştirmek, doğru ölçü, cömertlik, affedicilik, ebeveynlere iyi davranmak, kadın giyimi, kısas gibi öğütlere uymak ve dini bölmek, uyuşturucu / kumar, adak, rüşvet, torpil, riba gibi şeylerden sakınmak gerekir.
Uygulamada; doğruluk, bütünsellik, sabır, kararlılık, süreklilik ve samimiyet gösterilmelidir.
Ölümden sonraki hayat hatırlanarak; Sekar, reenkarnasyon, yecüc & mecüc, iblis gibi kavramlar hakkında tefekkür edilmelidir. Ölümden sonrası ile ilgili huri gibi kavramlar bize haber verilmiştir.
Teslimiyet
Kuran’da bazı ayetlerin uzun zaman sonra anlaşıldığını düşünerek, bugün hikmetini tam anlamadığımız ayetlere teslimiyet göstermek gerekir. İki anlam arasında kaldığımızda ise, eksik kalması riski yerine fazlasını yapmak iyi bir fikir olabilir.
Teslimiyet gösterirken kader ve irade bağlantısının anlaşılması önemlidir. Yargılamak bizim işimiz değildir; iyi-kötüye karar vermek bizi aşar.
Teslimiyet, selamet ve İslam kelimelerinin aynı kökten geldiğini hatırlamakta fayda var.
Soru – Cevaplar: